Fibromiyalji ağrıları akupunktur tedavisiyle son buldu – Kadın Sitesi
İstanbul’da yaşayan ve kendini tam bir “kedi sever, hayvan sever” olarak tanımlayan oyuncu Banu Fotocan fibromiyaljiye alt boyun ve sırt ağrıları sebebiyle hayat kalitesi düşmüş ve hareket etmekte zorlanmaya başlamıştı. Yaklaşık bir yıl baştan başa yaşamının bir parçası haline gelen ağrıları akupunktur tedavisi ardından son buldu.
Uzun yıllar tiyatro, sinema ve dizi setlerinde fazla yoğun bir tempoyla çalışan oyuncu Banu Fotocan, 2017’de bel fıtığı ve 2020 yılında boyun fıtığı tanısı aldı. Yapılan araştırmalar sonrasında cerrahiye gerektirmediğinin belirtilmesi üstüne fizik tedaviye başladı. Ağrılarının yalnızca boyunla sınırlı olmadığını özellikle sırt, kürek kemiği bölgesindeki şiddeti nedeniyle hareket edemez, hiçbir şey kaldıramaz ışık halkası geldiğini belirten Fotocan, takriben bir sene baştan başa bu ağrılarla yaşadığını söyledi.
Gitgide Artarak düşen yaşam kalitesinin kendisinin psikolojisini de etkilediğini bildiren Fotocan, yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı:
“Boyun ve bel fıtığım için cerrahi müdahaleye gereksinim olmadığı söylendi. Fizik tedaviyle başladım oysa ağrılarım geçmedi. Aralıksız ağrıyla gezen bir insan olmuştum. Dolayısıyla daha sinirli ve mutsuzdum. Ağrıları tamir etmek için sıcak su torbasıyla yaşıyor, gün boyu sağa sola dönmek biçiminde hareket yapıyordum. Hele yatakta yatmak korkunçtu. Bunun yanına fizik tedaviden de belirlenmiş netice alamıyordum. Aralıksız gıcırdayan bir cihaz gibiydim. Arkadaşlarımın bu yaşadıklarımın nedeninin fibromiyalji kaynaklı olabileceğini ve bunu da araştırmam gerektiğini söylemelerinin sonucunda Dr. Berna Atay’a ulaştım.”
“TEDAVİ BOYUNCA SABIRLI OLDUM”
“Fibromiyalji için akupunkturla kesintisiz ağrılarım bitti” diyen Banu Fotocan, daha önce böyle bilgiye sahip olmamasına karşın inanarak başladığı bu tedaviyle ilgili şunları anlattı:
“Ben akupunkturla tedaviyi ilk kere gördüm. Geldiğimde Berna Hanım bana ne olacağını anlattı. Sırtım öyle kasılmıştı ama elektrikli akupunktur yapılmasına rağmen ilk 2 seans tedavide kullanılan iğneleri adeta hiç hissetmedim. İkinci seanstan sonradan “evet bir şeyler oluyor” dedim. Ben hayatta da mesleğimde de insanlarda da akıcılık göstermeyi seven bir insanım galiba. Yani bunun bir tedavi süreci olduğunu biliyordum. İşe yaramadı diyemem. Ben hissetmiyordum olan şeyi ve ağrılarım devam ediyordu. Lakin buna senaryo göstermem gerektiğini biliyordum. Zaten üçüncü, dördüncü seanstan daha sonra da ağrılarım azalmaya başladı. 11 seans sonrasında bundan böyle sancı hissetmiyordum. Bazen provalarda yaptığım hatalı hareketler sonrasında geri gelecek diye korkuyorum. Fakat sıcak su ya da kas gevşetici gibi rahatlatma yöntemlerine bile ihtiyaç duymuyorum.”
“YOĞUN VE STRESLİ DÖNEM GEÇİRMESİ ÖNEMLİ BİR FAKTÖR”
Yeditepe Üniversitesi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Sorumlusu Dr. Berna Atay, Banu Fotocan’a uygulanan tedaviyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Banu Hanım bize geldiğinde yoğun stresli bir dönemden geçiyordu. Ağrıları tavan yapmıştı, uyku kalitesi bozuktu, dinlenmiş kalkamıyordu. Keza MR sonuçlarını hem öteki yapılmış olan tahlillerini inceledikten sonradan kulak akupunkturda tanı ve tanı yönteminde kullandığımız sensor yardımıyla incelemeleri yaptık. Dedektörle kulaklarını taradığımız süre aşırılık süresini tek tek hangi omurlarda sıkıntısı olduğunu saptama ettik. Zaten hazır çekilmiş MR’ları da vardı. Oradaki fıtıkları da gördük. Ağrılı yerleri saptama ettikten sonradan haftada iki gün olarak akupunktur tedavisine başladık.”
“İLK SEANSLARDAN DAHA SONRA SONUÇLARI ALMAYA BAŞLADIK”
Banu Hanımdan birincil olumlu dönüşleri 3. ve 4. seanstan daha sonra almaya başladığını söyleyen Dr. Berna Atay, “Kendisinden çok daha iyi olduğunu, uykularının düzeldiğini ve hatta yüzünün artık güldüğünü öğrenmek bizi de rahatlattı. Nisan 2021’den Kasım 2021’e kadar toplamda 13 seanslık bir çare gerçekleştirdik. Bloke olmuş kas sisteminin rahatlamasıyla birlikte dolaşım da rahatladı. Oksijenlenmenin artmasıyla da ağrıları azaldı” diye konuştu.
“AYNI ANDA GERGINLIK KONTROLÜ DE YAPTIK.”
Fibromiyalji için gerginlik kontrolünün de fazla önemli olduğunu andıran Dr. Berna Atay, “Yaşamın getirdiği stresle baş etmede rahat temin etmek için stres yönetimini için benzer anda çalıştık. Bu sayede bir taraftan kasları rahatlatırken, bir de kasların gerilmesine neden olabilen strese de müdahale etmiş olduk” dedi.
“UYKULARIM DA DÜZELDİ”
2021 ortasına gelindiğinde tüm sorunlarının çözüldüğünü söyleyen Banu Hanım, “Bundan Böyle fazla kuytu hareket edebiliyorum ve gece uykularım düzeldi. Ağrılarımın ömür boyu süreceğini zannettiğim için normale dönmek benim için mucize gibi geldi” biçiminde konuştu.
TEDAVİDE DEVAMLILIK ŞART
Akupunktur tedavisinde de hastaya uygun tedaviyle birlikte hastanın inancı ve uyumunun da çok manâlı olduğunu anlatan Dr. Berna Atay sözlerine şöyle devam etti:
“Muhakkak bazen tedaviyi bilmemeleri bazen de kişisel önyargılar sebebiyle zaman zaman dirençli hastalarla karşılaşabiliyoruz. Ara Sıra de aslında bir metot herkese yüzde yüz işler diye bir garantisi bulunmadığı için denemek ve sabretmek gerekiyor. Banu o sürekliliği fazla güzel idare etti. O yüzden bir şekilde sonuç yüz güldürücü oldu.”
TEDAVİDEN DAHA SONRA DA DİKKATLİ OLUNMALI
Tedavide ve sonrasındaki sürecin hastaya kadar farklılık gösterdiğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Sorumlusu Dr. Berna Atay, “Fibromiyaljinin akupunkturla tedavisinde asıl çare bittikten sonradan birkaç ayda bir mutlaka kontrollerin devam etmesi gerekir. aynı zamanda bilhassa tedavi sırasında hastaların önem taşımaması, ergonomik olmayan duruş bozukluklarından da uzakta durması kayda değer” diye konuştu.
“DSÖ BU SORUNLARDA AKUPUNKTUR KULLANILABİLİR DİYOR”
Dünya Afiyet Örgütü kriterlerine tarafından bugün akupunktur metodunun birçok sorunda kullanılabildiğini anlatan Dr. Berna Atay, şu bilgileri verdi:
“Ameliyat gerektirmeyen tüm akut ve kronik ağrılı hastalarda, kas, iskelet sistemi hastalıklarında, kulak burun boğaz hastalıklarında bilhassa vertigoda, kulak çınlamasında, yine nörolojik bir rahatsızlık olan tüm migren tiplerinde ve trigeminal nevraljide, gastrointestinal sistemde, solunum yolu sisteminde yani alerjik astım gibi alerjilerde de kullanabilecek güvenli bir metottur.”
sizlere sondakikaagrihaberleri.name.tr farkıyla sunulmuştur