Uzmanlar meme kanserinde, meme rekonstrüksiyonuna dikkat çekti – Kadın Sitesi
Uzmanlar meme kanserinde, meme rekonstrüksiyonuna dikkat çekti
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Saçak:
-“Memenin bütünlüğü kadının ruh sağlığını doğrudan etkiliyor, meme rekonstrüksiyonuna (yenileme) önem veriyoruz ve toplumda bilinmesini istiyoruz”
-” Meme onarımı yaptıran ve yaptırmayan kadınların toplumda aldıkları pozisyon, mutlulukları, hayata katılımları aralarında kayda değer fark oluyor, meme onarımı, meme kanseri tedavisinin ayrılmaz bir parçasıdır”
-Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Idare Heyeti Üyesi Prof. Dr. Uğur Anıl Bingöl:
“Türkiye son dönemde estetik ameliyatların yapıldığı merkezlerden biri haline geldi, yılda takriben 2,5 milyar dolarlık bir piyasadan bahsediyoruz”
-” Plastik cerrahlar haricen diğer branşlardaki doktorlar, veya hekim olmayan kişiler bu 2,5 milyar doların içinden pay koparabilmek için çeşitli işlemler yapmaya başladı”
-” Estetikte negatif sonuçların ve komplikasyonların önüne geçebilmek için hastaların merdiven altı işlemlerden uzaktan durması gerekiyor”
ANTALYA – Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Saçak, meme kanserinin toplumda 8 kadından birinde görüldüğüne dikkati çekerek, “Memenin bütünlüğü kadının ruh sağlığını doğrudan etkiliyor, meme rekonstrüksiyonuna (onarım) yük veriyoruz ve toplumda bilinmesini istiyoruz. Meme onarımı yaptıran ve yaptırmayan kadınların toplumda aldıkları pozisyon, mutlulukları, hayata katılımları arasında manâlı fark oluyor, meme onarımı, meme kanseri tedavisinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin 44. Milli Kurultayı Antalya’da gerçekleştirildi.
Kongre bünyesinde düzenlenen toplantıda bilgilendirmelerde yer alan Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Idare Heyeti Üyesi Prof. Dr. Uğur Anıl Bingöl ise bölge ihlalleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Tıpta Uzmanlık Sınavı ile doktorların branşlaştığını kaydeden Bingöl, son dönemde karşılaştıkları en büyük problemlerden birinin yetkinlik alanı dışındaki işlemlerin diğer branşlar tarafından yapılması olarak nitelendirdi.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahinin but parmağından saç teline değin deri ve iç organlarla ilgili bir çok alanda operasyon yaptıklarının altını çizen Bingöl,” Son zamanlarda dünyada estetik ameliyatlar fazla ön plana çıktı. Ülkemizde bu estetik ameliyatların yapıldığı merkezlerden biri haline geldi. neredeyse yıllık 2,5 milyar dolarlık bir piyasadan bahsediyoruz. Plastik cerrahlar haricen diğer diğer branşlardaki doktorlar, veya doktor olmayan kişiler bu 2,5 milyar doların içinden bir pay koparabilmek için farklı alanlara yönlendirilmiş işlemler yapmaya başladı. Biz buna merdiven altı işlemler diyoruz. Bilhassa saç ekimini yapmak plastik cerrah, dermatolog ve Afiyet Bakanlığı’nın sertifika verdiği medikal estetik hekimlerinin işleri olmasına rağmen artık yok doktorlar cümbür cemaat bu işlemlere girip yapmaya başladı” diye konuştu.
“Estetikte iyi araştırmanın önemi”
Bu yapılan işlemlerin hepsinin cerrahi, tıbbi bir işlem olduğunun bütün hastalar tarafından bilinmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Bingöl, ” Bunların tümü fazla önemli işlemlerdir, profesyonel ve bu işin uzmanı tarafından yapılması gerekir. Bizi en büyük isteğimiz şahısların işlem yaptırmadan önce dürüst kişiye bu işi yaptırıp yaptırmadığından belli olmasıdır. Diploması, uzmanlık belgesinin ev ruhsatının olması hastalarımız tarafından denetlenmesi gerekir” ifadelerine yer verdi.
Estetik alanında konuşulan miktarın çok yüksek olması nedeniyle herkesin buradan bir tutam edinmek istediğini kaydeden Bingöl, bu noktada işlemlerim mutlaka bilirkişi hekimlerce yapılmasının manâlı olduğunu çizdi.
“Merdiven altı estetik uyarısı”
Sosyal medyaya bakıldığı vakit yüzlerce kurs görüldüğünü ve bu kursların hiçbirinin geçerliliğinin olmadığını işaret eden Bingöl, ” Bu kurslar sertifikalı olmasına rağmen Afiyet Bakanlığı kadar onaylanmamıştır. Dernek olarak, bakanlığın bu kursları, işlemleri yoklama etmesini denetim alması altına almasını, yeni kanun maddeleri çıkararak bunlara sınırlama getirilmesini istiyoruz. Çünkü ehil olmayan kişiler göre yapılan işlemlerde bir komplikasyon, sakatlanma, ölüm ortaya çıktığı zaman hem bizim doktorlar olarak imajımız zedeleniyor. Bunları herkes plastik cerrahların yaptığını zannediyor, ayrıca de ülkemizin imajı bozuluyor. İngiltere gibi çok fazla hasta gönderen ülkelerde olumsuz haberler çıkabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için hastaların merdiven altı işlemlerden uzak durması gerekiyor. Teşekküllü hastanelerde bilirkişi doktorlar kadar işlemleri yapılmalıdır. Medikal estetik uzmanlığı diye bir şey değil, medikal estetik sertifikasına sahip hekimler var. Sıhhat Bakanlığı kadar onaylanan hekimlerce estetik işlemlerinin yapılması gerekir” diye konuştu.
“En büyük yanıltmalar sosyal medyada yapılabiliyor”
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Üyesi Op. Dr. Ömer Buhşem, hayatın her alanına giren sosyal medyanın, afiyet özellikle estetik alanındaki konularda ön plana çıktığını vurguladı.
Bu noktada halkın uyarılması gerektiğini göze çarpan eden Buhşem, “En büyük aldatmalar ve yanıltmalar sosyal medyada yapılabiliyor. Birçok kişi doktor olmadığı halde, kendini doktormuş gibi lanse edebiliyor. Branşlarını bile yazmadan hiç ilgisiz bir branştayken kendini farklı bir branşın mensubu gibi gösterebiliyor. Gerçeğe tutarsız beyanlara son derece açık ve denetimi de epeyce düşük bir bölge. Bu yüzden vatandaşlarımızın daha fazla dernekler aracılığı ile kimin ne olduğu uzmanlığının ne olduğu yetkinliğinin ne olduğunu araştırmasında büyük üstünlük var. Yasalarımıza tarafından hasta resimlerinin paylaşılması da yasaklanmış. Realist olmayan ve üzerinde oynanmış resimler ile realist olmayan beklentilere yönlendirilmesinin engellenmesi nedeniyle geçmişte bir yasaklanmış konulmuş. Maalesef denetimi güç ve denetimsiz bir mecra olduğu için şuanda hiçbir şekilde denetleme olası yok”dedi.
“En güzel aldatma yöntemi”
Sosyal medyada gösterilen estetik görsellerinin iyi araştırılması gerektiğine değinen Buhşem, ” Normalde bir doktor herhangi bir şekilde ilanlarında veya tanıtımlarında fiyat bilgisi veremez. Eğer bunları taşıyan, kampanyalar ve ilanlar görüyorlarsa bunları bir doktor olmama durumu hatta bir simsar olma ihtimalleri fazla yüksek. Kişisel Olarak hekimin kim olduğunu bilmeniz ve o hekimin hangi branşa ait olduğunu bilmeniz gerekir. Sağlık alanında güzel görseller en hoş aldanma yöntemidir”ifadelerini kullandı.
“Meme kanseri 8 kadından birinde görülüyor”
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Saçak, meme hastalıklarıyla ilgili yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Meme kanseri toplumda 8 kadından birinde görüldüğüne dikkati çeken Saçak, ” Memenin bütünlüğü kadının ruh sağlığını ilk elden etkiliyor. Bu anlamda meme rekonstrüksiyonuna(yenileme) tartma veriyoruz ve toplumda bilinmesini istiyoruz. Meme kanseri tanısı almış, memesinde bir organ kaybı tehlikesi ile karşılaşan bütün kadınların plastik cerrahlara ulaşma hakkı olduğunu düşünüyoruz. Plastik cerrahların, meme hastalıklarıyla uğraşan takımlarım ayrılma bir parçası olması gerekiyor. Bu noktadan yola çıkarak diğer branş hekimlerine ayrıca halkımıza bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz” diye konuştu.
“Kimlik yitirmiş gibi oluyorlar”
Memenin uzuv olarak diğer hiçbir uzva benzemediğini ifade eden Saçak, “Memenin kaybı kadında kadınlık kimliğinin yitirilmesi anlamına geliyor. Meme onarımı herhangi bir uzvun onarımından daha çok yük kazanıyor. Meme onarımı yaptıran ve yaptırmayan kadınların toplumda aldıkları pozisyon mutlulukları hayata katılımları aralarında önemli ayrım oluyor. Biz de meme onarımının, meme kanseri tedavisin ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“Meme yenileme tedavileri”
Meme onarımının tek yok dağıtılmış tekniklerle yapıldığının altını çizen Saçak, “Hastaya kadar, hastalığa tarafından, hastanın beklentisine tarafından, hastanın ilave hastalıklarına göre farklı alanlara yönlendirilmiş teknikler var. İmplant ya da silikon kullanılarak yapılan onarımlar var. diğer taraftan hastanın kendi dokusundan meme oluşturulan öz doku ile yenileme tekniği var. Bütün bunlar ameliyata girmeden hastanın da karar vermesiyle defalarca beraber karar verilen seçimlerdir. Memesini kaybeden kadınların yaşam kalitesi çok bozuluyor. Organ kaybetmiş değil de kimliklerini kaybetmiş gibi oluyorlar. Meme onarımı yapılan kadınlar ise sosyal hayata yaşama nitelikli geri dönüyorlar. Kaldıkları yerden hayatlarına devam ediyorlar” ifadelerine yer verdi.
sizlere sondakikaagrihaberleri.name.tr farkıyla sunulmuştur